FOUCAULT VE LEFEBVRE - 2
Foucault’nun
“Heterotopya” Kavramının İlkeleri
İlkeler
Foucault’nun
bahsettiği örnekler
1.
Bütün kültürlerde var olma, fakat farklı biçimlerde ortaya çıkma
Modern
öncesi kriz mekanları ve sapmanın mekanları
2.
Tarihin farklı noktalarında mutasyona uğrama ve özel işletim biçimlerinde
görünme Mezarlıklar
3.
Tekil bir mekan içerisinde çeşitli ve birbiriyle bağdaşmayan
mekansallıkların üst üste örtüşmesi Sinema, tiyatro, bahçeler ve İran halıları
4.
Zamansal süreksizliği ya da birikimi sarmalamak Mezarlıklar, ilkel köyler,
müzeler ve kütüphaneler
5.
Açıklık/kapalılık, giriş/çıkış ilişkilerinde ritüellerin kararsızlık sistemini
önceden varsaymak Hapishaneler, hamamlar, saunalar
6.
Yanılsama veya telafi mekanı olarak, kendisi dışında kalan mekanlarla
ilişkilerde bir işlev barındırması Puritan ve Yahudi kolonileri
Yukarıdaki
tabloda da gösterildiği biçimde, Foucault altı ilke üzerinden hareket
ederek bir heterotopya tanımı ortaya koyar; Her kültürde farklı formlarda
beliren, tarih içinde dönüşüme uğrayabilen, zamansal birikmeyi ya da
süreksizliği kapsayan, tekil bir mekan içerisinde bağdaşık olmayan
mekansallıkları çakıştıran, erişiminde kendine ait bir kurallar dizgesi ile
çalışan ve kendi dışındaki mekanlarla arasında bir işlevsel bağ olan farklılık
mekanıdır.
Heterotopya,
çok farklı biçimlerde gündelik hayatımıza dahil olsa da kendinden menkul bir
işleyiş mekanizmasına sahip olmasından ve erişim sınırlılığından ötürü
öteki mekan olarak kendini gösterir.
İçerisinde
özel bir takım ritüeller kendine ait kapalılıklar barındırsa da, Foucault’da
heterotopya gerçek bir mekandır.
Bu
gerçek mekan, mevcut toplumsal düzen içerisinde bir şeyi temsil eder, bir şeyle
mücadele eder ya da bir şeyi tersyüz eder.
Üzerinde
önemle durulması gereken nokta, her ne kadar Foucault, ritüellerden,
festivallerden bahsetse de heterotopya onun için temelde bir mekandır.
Kendi
içerisinde bitmiş bir durumdur, bir akış tariflemez ya da kent içi strüktüre
bir eylemlilik ya da olaysallıkla sirayet etmez.
Bu
durum, aynı kavram üzerinde, Foucault ile Lefebvre arasındaki farklılık
temelini oluşturur.
Zaten,
Lefebvre’in ortaya koyduğu içeriğin, heterotopya yerine farklı bir sözcük ile
ifade etme arayışının gerisinde bu temel ayrılık bulunmaktadır.
Lefebvre’deki
heterotopi tanımı ile tıpta kullanılan “Heterotopi” terimi arasında bir
benzerlik bulunduğu savlanabilir.
Tıpta
heterotopi terimi, özgün yerinde olmayan dokular için kullanılır.
Düzenin
dışında, atipik yerleşim anlamına gelir.
Bu
tanım Foucault’dan çok, Lefebvre’in tanımına yakınsar; Foucault’nun
anlayışındaki “Heterotopya” bir “yerinden olmuşluk”tan (dislocation) çok
“konumsuzluk” (no-location) tarifler; hatta ötekinin istenmeyen konumlanışı
hakimdir, bu biçim tabanlı değil,içerik tabanlı bir durumdur.
Halbuki
Lefebvre’in heterotopi kavramı tamamiyle bir yerinden olmuşluk durumuna denk
düşer; planlanmış olanın ötesine geçen, olaysallık barındıran mekansallaşmadır.
Bu
bağlamda, heterotopik mekansallaşmalara odaklanıldığında, Lefebvre’in farklılık
mekanları anlayışının üretim tarzı koşullarındaki kentsel biçimlenişlerle
ilgili olduğu görülür.
Lefebvre’deki
bu kentsel biçimlenişler, “farklılığın biçimsiz oluşları” olarak
tariflenebilir.
Lefebvre’in
heterotopik mekansallaşmaları da gerçektir ve ütopya’dan ayrışırlar.
Ancak
vurgulanması gereken olgulardan biri de “Ütopya” kavramının da her iki
düşünürde birbirinden farklı olduğu gerçeğidir.
Foucault
heterotopyayı “Ütopya” terimine karşıt olarak tanımlamayı tercih etse de,
Lefebvre, “Kentsel Devrim” başlıklı kitabının “Kentsel Form” adlı bölümünde
Heterotopi kavramı ile “izotopi” kavramını karşı karşıya getirir.
Foucault’ya
göre Ütopya “gerçek olmayan” iken, Lefebvre Ütopya’yı başka yerdeki gerçeklik;
“differansiyel mekanda mümkün olan kentsel gerçekliğin mayası” olarak tanımlar.
Foucault
için ütopya zihinsel bir süreçtir, fakat Lefebvre de ütopya sadece hayalgücüne
ait değildir, izotopi ve heterotopi arasındaki çarpışmadan doğan fiziksel bir
durumu/mekanı gösterir.
Foucault,
ütopya ve heterotopyayı hiç bir şeyi yansıtmayan ve sadece kendisini yansıtan
karşıtlar olarak karşılaştırırken, Lefebvre heterotopiyi “izotopi” ile
birleştirir ve karşılaştırır.
Lefebvre’egöre
“Izotopiler aynı olanın yerleri, aynı yerler.
Yakın
düzen.
Heterotopiler
hem dışlanmış hem de iç içe girmiş olan, öteki yer ve ötekinin yeri.
Uzaklardaki
düzen.” olarak tanımlanır.
Lefebvre’deki
izotopi ve heterotopi kavramları kapitalist üretim tarzı ile doğrudan ilişki
içerisindedir.
Izotopi
baskın ideolojinin mekanıdır.
Örneğin
burjuva toplumu mekanı bir izotopi’dir; yakın düzeni gösterir çünkü üretim
tarzı ve baskın ideoloji tarafından yapılandırılmıştır, özdeştir, çünkü erk
tarafından türdeş hale getirilmiştir.
Diğer
yandan heterotopi ise ötekinin yeridir, farklı yerdir.
Bu
farklılığı yapan “önsel mekandır” yani düzenlenmiş mekanın yerinden kaymasıdır.
Bu
yer, baskın olmayan sınıfın mekanıdır.
Heterotopi
kentselliği üretir ve kentsellik tarafından üretilir.
Heterotopi
direnişin olduğu yerdir, çünkü bütün yönelimsiz gruplar heterotopi içerisinde
temsil edilirler.
Heterotopi
özgürlüğün yeridir ve özgürlüğü açığa çıkarır.
Lefebvre’e
göre “heterotopi bir düzeyde de olsa, sosyologların anomisine denk düşer.
Anomik
gruplar, er ya da geç hakim praksis tarafından kontrol altına alınan
heterotopik mekanları şekillendirirler.”
Böylece
heterotopik mekanın gündelik hayat ve sıradan insanlarla doğrudan ilişkide
olduğu görülür; heterotopi hızlı değişimlere açık bir harekettir.
Lefebvre’e
göre kentsellik bir sistem değildir, çünkü biçim ve içerik birbirinden bağımsız
hareket eder.
Kentsellik
ne bir sistem ne bir nesne ne de bir öznedir;
Lefebvre
için, sadece merkezilik ve çokmerkezilik tarafından kurulan bir biçimdir
kentsellik.
Kentsel
biçim içerisinde “içerik” diyalektik olarak yer alır.
Bununla
birlikte kentselliğin biçimi bir şekle sahip değildir, o biçimsizdir,
çünkü sonsuzdur.
Heterotopi
de biçimsizdir, çünkü potansiyel olarak değişebilir karakterdedir.
Heterotopi,
tek bir biçime sahip olmaktan ziyade bir akışkan oluş tarifler; ötekiliğin ve
farklılığın kentselliğe sızma eğiliminde ve akışkanlık içerisinde bir
devinime sahip olduğunu belirtmek gerekir.
Bu
noktada, aşağıdaki tablo aracılığıyla, Foucault ve Lefebvre’deki “Heterotopya”
ve “Heterotopi” kavramlarını karşılaştırmalı olarak ele almak ve birlikte
değerlendirmek olasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder