DEVRİMLER TARİHİ - 6
Alman Devrimi
Birinci
Savaştan itibaren Alman Solu Bolşeviklerin büyük etkisi altına girdi.
Bu
durum Nettle’a göre bir Lenin-Lxemburg kutuplaşmasını gündeme getirebilirdi,
ama olmadı.
Birinci
Savaş içinde Rosa Lüxemburg, tek sayı çıkan bir derginin adıyla Enternasyonal
diye bilinen gruba dahildi.
Bu
grup Nisan 1915’te kurulmuştu.
Ama
savaş içinde veya sonunda etkili bir örgüt kurmayı beceremediler.
Bu
grup aynı zamanda Spartakistler adıyla biliniyordu.
Adı Enternasyonal olan bu grup Zimmerwald
Konferansı’nda Lenin’in İkinci Enternasyonal’in bölünmesi ve onun yerine bir
Üçüncü Enternasyonal kurulması, emperyalist savaşın iç savaşa çevrilmesi
görüşüne destek vermedi.
R.
Lüxemburg’un Enternasyonal grubu tüm olup bitene rağmen Alman SPD’den örgütsel
kopuşu hala redediyordu.
Spartakistler
de denen bu grup İkinci Enternasyonal’den ve SPD’den kopuşa yanaşmadı.
1917’de
kopuşa niyeti olmayan ama SPD’den ihraç edilen muhalif bir grup Bağımsız Alman
S-D Partisi (USPD) adında yeni bir parti kurmak zorunda kaldı.
Spartakistler
bu tarihte hala SPD içinde muhalif bir gruptu ve Lenin’in onlara yaptığı
SPD’den kopuş önerisini dinlemiyorlardı.
Onların örgütlenme anlayışı gevşek bir
örgütlenme, parti-içi demokrasi ve SPD liderliğinin üye kitlesine dayanarak
“aşağıdan yukarıya” ele geçirilmesi idi.
Bunlar
1918 sonuna kadar hala küçük ve etkisiz bir gruptu ve örgütlenmeye önem
vermiyorlardı.
Almanların
çoğu böyle bir grubun varlığından dahi habersizdi.
SPD’den
ayrılıp ayrı örgüt olmak istemediler ve bunun faturasını pahalı ödediler.
Daha
sonra bu grup USPD’ye katıldı.
Aslında
bu grubun sembolü Rosa Lüxemburg değil, Karl liebknecht idi.
Lenin,
Almanya’da ad vererek onu ve onun grubu dediği Spartakus grubunu destekledi.
Nisan
1917’de Berlin’de politik grev dalgası yükseldi.
Alman
Devrimi 1918’de başladı.
Ocak
1918’de bir diğer grev dalgası koptu ve bu ikinci dalgada Berlin’in büyük
fabrikalarında devrimci fabrika grupları diye bilinen işçi sovyetleri doğdu.
Bu
sovyetler savaş dönemi boyunca yaşadılar, Kasım 1918-Mart 1919 arasında önemli
bir rol oynadılar.
Bu
grevleri ve oluşumları desteklese de Spartaküs grubunun bu olaylarda ne payı
vardı ne de denetimi.
Eylül
1918’de yeni bir grev dalgası koptu.
Cephelerde Alman ordusu yenilmekteydi.
USDP
ve işçi sovyetleri SPD’ye kıyasla hükümetten daha radikal şeyler talep ettiler.
Ekim
1918’de Spartaküs Grubu ayaklanma çağrısı yaptı.
Kasım
1918’de cephelerde asker sovyetleri, Almanya’nın en önemli kentlerinde ise işçi
sovyetleri oluştu.
USPD,
İşçi Sovyetleri ve Spartakus Grubu ittifak halinde 11 kasım 1918 tarihinde bir
ayaklanma planladılar.
Plandan
haberdar olan kral 9 Kasım’da görevini SPD liderine bıraktı ve kral ile
ayaklanma planlayanlar arasında arabuluculuk işlevi gören SPD Almanya’da
iktidara geldi.
Aynı
gün Karl Liebknecht sosyalist cumhuriyet ilan etti.
Ama
bu grubun örgütsel gücü ile sloganları/talepleri arasında bir uyumsuzluk vardı.
SPD
ise hemen sonra Demokratik Cumhuriyet ilan etti.
SPD
ve USPD ortak bir hükümet kurdular.
Spartakus
Grubu bu tarihte USPD içinde bir baskı grubuydu.
9
Kasım 1918’de Rosa Lüxemburg cezaevinden serbest bırakıldı.
Çok yaşlanmış ve hastaydı.
Aynı
gün Jogiches’in önerisiyle başlarında K. liebknecht’in bulunduğu bir grup
Berlin’de bir matbayı basarak Die Rote Fahne (Kızıl Bayrak) adlı bir
gazete bastırılmasını sağladılar.
11
Kasım 1918’de Enternasyonal Grubu Spartaküs resmi adını benimsedi ve iktidarı
SPD-USPD ittifakından alma hazırlıkları yaptı.
10 Kasım’da iktidarın işçi ve asker
sovyetlerine verilmesini talep etti.
Ama
sovyetlerde etkisi olmadığı için bu slogan iktidarın bu gruba verilmesi
anlamına gelmiyordu.
SPD
ise Kurucu Meclis sloganını benimsedi.
İki
ayrı taktikti bunlar.
USPD
ikisi arasında gidip geldi.
Sovyetlerde
SPD ve USPD etkindiler.
USPD’nin
içinde ve onun sol kanadı olarak varlığını sürdüren Spartaküs grubunun programı
Bolşeviklerin kopyasıydı.
21
Aralık 1918’de ordu sovyet yürütmesini tutuklama girişiminde bulununca,
Ocak 1919 ayaklanması patlak verdi.
Karl
Liebknecht ve R. Lüxemburg işte bu ayaklanma sırasında öldürüldüler.
Nettle’ye
göre R. Lüxemburg, bir Üçüncü Alternatif olabilirdi, ama olamadı.
O
tarihlerde Ya Bolşevizm Ya Sosyal-Demokrasi dayatılmıştı.
Rosa
Lüxemburg’un da katıldığı Berlin’deki kongrede 1 Ocak 1919’da Alman Komünist
Partisi kurulmuş, böylece Spartaküs Grubu kendini AKP’ye ve ilk kez
bağımsız bir partiye dönüştürmüştü.
Ama
10-13 Ocak 1919’da ordu ayaklanma yandaşlarını ezdi.
15
Ocak akşamı K. Liebknecht ile R. Lüxemburg öldürüldüler.
AKP
adıyla ayrı bir parti kurduktan iki hafta sonraydı bu.
R.
Lüxemburg’un cesedi bir köprüden kanala atıldı.
Ceset
31 Mayıs 1919’da bulundu ve 13 Haziran’da toprağa verildi.
29 Ocak’ta Franz Mehring öldü.
R.
Lüxemburg ve Jogiches’in ölümlerinden sonra KPD Bolşevizmin etkisine girdi.
1921
ve 1923’te iktidarı alma girişiminde bulunan KPD her ikisinde de başarısız
kaldı.
1929 Krizi
ve Krize Farklı Yanıtlar
Bu
bir dünya ekonomik kriziydi.
Faşizmlerin
1930’lardaki yükselişi kapitalizmin 1929 kriziyle ilişkili görünüyor.
Hayli
sarsıcı olan bu kriz ABD de dahil tüm dünyada etkili oldu.
Kriz
boyunda sağ da, sol da militanlaştı.
Genelde
komünist ve faşist uçlar alternatif gibi göründü ve güçlendiler.
Bunun
istisnası İsveç’te iki ucun değil Sosyal-Demokrasinin alternatif haline gelip
iktidar olması ve krize karşı zamanla yeni bir model olarak görülmesi oldu.
Almanya’da ise 1933’te Alman ırkının
üstünlüğünü, seçkin ırk olduğunu savunan Naziler iktidar oldular ve
1945’e kadar iktidarda kaldılar.
Yani
Almanya’da 1929 krizi faşizmle çözüldü.
Hitler,
otobanlar inşaasında çalıştırıp işsizliği çözdü.
Siyahlar
ve Çingeneler ile birlikte aşağı ırk ilan edilen ve kendilerine tıpkı
Amerika’daki zenciler gibi davranılan iğneyle, gazla yok edilen, yerlerinden
sürülen ve ülke ülke kovalanan Yahudiler katledildi.
“Kırık camlar gecesi”’nde Sinagoglar ateşe
verildi.
1929
krizine bir diğer yanıt SSCB’de Stalinizm oldu.
Nazizm
ve Stalinizm altında Almanya ve Rusya’da savaş ekonomileri güçlendi.
İspanya
İç Savaşı
1931’de
seçimleri cumhuriyetçiler kazandı.
Monarşi
yıkılıp ikinci cumhuriyet kuruldu.
1936’da
Halk Cephesi (Komünist, Cumhuriyetçi, Sosyalist ve Sendikalistler koalisyonu)
iktidar oldu.
Temmuz
1936’da Franko ve ordu ayaklanması oldu ve iç-savaş başladı.
İspanya’da
İç-Savaş üç yıl sürdü ve bu savaşta yarım milyon insan öldü.
Hitler
ve Mussolini tarafından desteklenen Franko faşizmine karşı bir direniş yükseldi
ve bu direnişe hemen her ülkeden gönüller (uluslararası tugaylar) da
katıldılar.
Fransa’da Anti-Faşist Halk Cephesi
Faşizm
tehlikesine karşı 1936’da anti-Faşist bir Halk Cephesi kuruldu ve seçimlerde
zafer kazanıp hükümet kurdu.
1936-38
arasında Fransa’yı Halk cephesi hükümetleri yönetti.
1939’da
Fransa Almanlarca işgal edildi ve bu işgal 1945’e kadar sürdü.
Meksika Devrimi
20.
yüzyılın büyük devrimlerinden biri.
Bu
devrim 1876-1910 arasında yöneten Porfirio Diaz’ın diktatörlüğünü devirmek
amacıyla başladı.
O
tarihte Meksikalılar’ın % 80’i köylüydü.
Emiliano
Zapata’nın liderliğindeki köylü ordusu Diaz’ın yerine geçen yeni Madero
hükümetine karşı 1910-11’de toprak reformu için bir mücadele açtı.
1913’de
Madero bir ordu darbesiyle devrildi.
Devrilen
Anayasacı Madero’nun güçleri ile Zapata ve Villa’nın köylü orduları 1914’te
yeni rejime karşı ittifak kurdular ve aynı yıl Zapata ve Villa’nın köylü
orduları federal başkenti işgal ettiler.
Ama Villa ve Zapata bir toprak programından
öte ülkeyi yönetmek için bir programa sahip değillerdi.
Bu
nedenle ulusal hükümet üzerinde rekabetten çekildiler ve bir boşluk doğdu.
Bu
boşluğu burjuva generaller doldurdu.
Madero’nun
generallerinden Carranza devlet başkanı oldu ve 1917’de yeni bir burjuva
anayasa ilan etti.
Zapata,
iki yıl daha savaşını devam ettirdikten sonra 1919’da bir suikastle öldürüldü.
İşçiler
bu devrime bağımsız bir güç olarak katılmadıkları gibi, 1915-16’da Zapata ve
Villa’nın güçlerine karşı burjuva generallerle ittifak yapmışlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder